Paylaş Facebook Facebook Facebook Facebook Facebook
11.05.2022

“FETÖ ile beraber hareket eden hiçbir kişi ve kurumla beraber çalışmamız mümkün değildir.” 6 Mayıs 2022 Cuma

‘Türk Halkları Müftüleri Birliği Toplantısı’nda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “FETÖ ile beraber hareket eden hiçbir kişi ve kurumla beraber çalışmamız mümkün değildir. Bu Türkiye’nin kırmızı çizgisidir.

​Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kazakistan Müslümanları Dini İdaresi Başkanlığının ev sahipliğinde Türkistan şehrinde düzenlenen ‘Türk Halkları Müftüleri Birliği Toplantısı’nda konuştu.

Sözlerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım ve Türk halkının selamını ileterek başlayan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, toplantıya katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Başkan Erbaş, toplantıya ev sahipliği yapan Kazakistan Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Nauryzbay Taganuly Otpenov’a teşekkür ederek, “Bizler aynı mazinin mensupları ve aynı istikbalin yolcularıyız. Aynı geçmişe ve kültürel mirasa sahibiz.” dedi.

Müslümanların risaletin başlamasının ardından bir asır içinde İslam’ın rahmet mesajını, Afrika’dan Orta Asya’ya dünyanın pek çok yerine taşıdıklarını ifade eden Başkan Erbaş, “Gittikleri coğrafyaları İslam’ın barış, merhamet, adalet ve güzel ahlak ilkeleriyle mamur ettiler. Devletler, medeniyetler kurdular. Endülüs’ten Maveraünnehr’e, farklı inanç, ırk ve kültür mensuplarıyla bir arada yaşamanın en güzel örneklerini gösterdiler. En güçlü oldukları dönemlerde dahi camilerinin yanına diğer inanç mensuplarının ibadethanelerini de yaptılar. 7. yüzyıldan 17. Yüzyıla kadar ilmin bütün dallarında insanlığa öncülük ve rehberlik ettiler. Dünyanın hemen her yerine ilim-irfan, bilgi-hikmet taşıdılar.” diye konuştu.

“Müktesebatımızı doğru anlayıp yorumladığımızda tüm insanlık için büyük bir ufuk ve rahmet ortaya çıkacaktır”

Başkan Erbaş, Müslümanların ilim ve medeniyet birikiminin, çağın sorunlarına çözüm üretme noktasında en değerli imkan olduğunu belirterek, “Müktesebatımızı doğru anlayıp yorumladığımızda sadece bizler için değil tüm insanlık için büyük bir ufuk ve rahmet ortaya çıkacaktır. İnanıyorum ki, yine inancımızdan aldığımız güç ve tarihimizden aldığımız ilhamla, beraberce nice hayırlı çalışmalar yapacağız. Daha güzel bir geleceği beraberce inşa edeceğiz. Zira bizler aynı zamanda hamdolsun güçlü ilişkileri olan devletlerin mensuplarıyız. Milletlerimizin, bölgemizin ve bütün insanlığın geleceği adına devlet başkanlarımızın güçlü beraberliği ve sıkı işbirliğini memnuniyetle müşahede ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Yeryüzü, İslam’ın aydınlık ilkelerine, paylaşım ahlakına, kardeşlik hukukuna her zamankinden daha çok muhtaçtır”

Bugün dünyanın, savaşlar, yoksulluk, terör eylemleri, ümitsizlik, gibi devasa sorunların kuşatması altında tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşadığına şahitlik edildiğine işaret eden Başkan Erbaş,  

“Yeryüzü, İslam’ın aydınlık ilkelerine, paylaşım ahlakına, kardeşlik hukukuna her zamankinden daha çok muhtaçtır. Bu değerleri insanlıkla tanıştırmak ise elbette Müslümanların, ilim adamlarımızın, dini teşkilatlarımızın sorumluluğudur. Müslümanların, eğitimden sanata, ekonomiden psikolojiye kadar bütün alanlarda yeryüzündeki herkese umut olacak cümleler kurması, teklifler ve vizyon ortaya koyması gerekir. Bunun için Türk devletleri dini teşkilatları olarak yaptığımız bu çalışmaları çok önemli bulduğumu ifade etmeliyim.” şeklinde konuştu.

“İslam toplumları, birlik-beraberlik ve vahdeti güçlü kılmak zorundadır”

Başkan Erbaş, diğer yandan İslam’ın rahmet ilkeleriyle yeryüzüne umut olması gereken Müslüman dünyasının da ciddi problemlerle karşı karşıya kaldığının altını çizerek, “Bugün, İslam toplumları, içtenlik ve samimiyetle bir araya gelerek kendi sorunlarını müzakere etmek zorundadır. Birlik-beraberlik ve vahdeti güçlü kılmak zorundadır. Zira Müslümanların kendi aralarındaki dağınıklığı neticesinde, İslam’ın evrensel insanlık ilkeleri de sahipsiz kalmaktadır. İslam’ın hakikatleri ile İslam coğrafyasının gerçeklikleri arasında var olan gerilim ve mesafe, İslam’ın insanlık açısından ifade ettiği manayı da gölgelemektedir.” değerlendirmesinde bulundu.

Din istismarı ve dini kullanan terör örgütleriyle mücadele ile bilgi ve eğitim alanlarında yoğun işbirliği ve güçlü çalışmalar yapılmasının zorunluluk olduğuna vurgu yapan Başkan Erbaş, “Bu iki hususun İslam dünyasının en acil sorunu olduğu kanaatindeyim. Özellikle sahih dini bilgi ve din eğitimi konusudur.  İnsan yetiştirme modelimizdir. Eğitim müesseselerimizdir. Müfredat meselemizdir. Bugün bilgiyi yönetenler hayata hükmediyor. Ancak bilgiye sahip olanlar ahlakı ve hukuku hiçe saydığı için dünya yaşanmaz hale geliyor. Diğer yandan Müslümanlar İslam’ın evrensel ilkelerini insanlığa teklif etmede zayıf ve yetersiz kalıyor.” ifadelerini kullandı.

“İslam’ın hakikatlerini, küreselleşen dünyanın idrakine sunmak zorundayız”

Başkan Erbaş, İslam’ın temel hakları ve özgürlükleri merkeze alan bir insan tasavvuru olduğunu hatırlatarak, “Sorumluluk bilincini ve güzel ahlakı merkeze alan bir çevre tasavvuru var. Onurlu ve güvenli bir hayatı temin eden bir hukuk tasavvuru var. Zarafet ve estetiğin simgesi olan bir sanat tasavvuru var. Bizler her yönüyle İslam’ın hakikatlerini, küreselleşen dünyanın idrakine sunmak zorundayız. Bunun için ise öncelikle inanç, tarih, medeniyet bağlamında ve herkes için hukuk ve iyilik zemininde güçlü bir gelecek tasavvuru kurmak zorundayız.” şeklinde konuştu.

Eğitim alanında güzel ortak çalışmaların var olduğunu ve her geçen gün de geliştiğini ifade eden Başkan Erbaş, “Ancak daha güçlü ve kapsamlı çalışmalar yapma imkânımız var. Ortak projeler gerçekleştirme potansiyelimiz var. Hatta ortak akademiler kurma irademiz var. Bunları hayata geçireceğimize inanıyorum.” dedi.

“Coğrafyamızın en hayati ve acil sorunlarının başında İslam’ın istismarı geliyor”

Başkan Erbaş, din istismarıyla ve dini kullanan terör örgütleriyle mücadelenin önemine dikkat çekerek, “Coğrafyamızın en hayati ve acil sorunlarının başında İslam’ın istismarı geliyor. Dinin kötü temsili geliyor. Bilgiden, hikmetten, sanattan, zarafetten yoksun; kaba, dışlayıcı, şekilci, sloganist bir yöntemle ortalıkta dolaşanlar İslam’ın hayat veren ilkelerini gölgeliyor. İslam’ın hakikat mesajlarına zarar veriyor. İslam fıtrat dinidir. Müslümanlar, vahyi temel alan, aklı önemseyen, yapıcı, kucaklayıcı, müjdeleyici bir yaklaşımı kuşanan bir ümmettir. İslam medeniyetinde bilgi, hikmet ve ahlak bir bütündür. Bu bütünlüğe uymayan tavır ve davranışlar insanlık aklında ve kalbinde yer bulamaz.” diye konuştu.

“FETÖ'ye müsamaha göstermek bilgisizlikten kaynaklanıyorsa gaflet, bilinçli yapılıyorsa ihanettir”

Başkan Erbaş, DEAŞ, FETÖ, Boko Haram, Şebab gibi terör örgütlerinin en çok zararı Müslümanlara ve İslam coğrafyasına verdiğini ve bunların en tehlikelisinin de FETÖ olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Zira tam bir ikiyüzlülükle kendini profesyonel şekilde kamufle etmektedir. Bu sadece Türkiye’nin iç meselesi değildir. Tüm İslam coğrafyasında bir fitne ve istismar hareketidir. Emperyalistlerin hesabına hareket eden bir ihanet şebekesidir. Dünya Müslümanlarının yüzde doksan dokuzu bu örgütün hain emellerinin farkına varmış ve gerekli tedbirleri almıştır. Ancak bir iki yerde halen bu terör yapısıyla arasına mesafe koymayan, tavrını açıkça ifade edemeyen kişi ve kurumların varlığı dikkat çekmektedir. Açıkça ifade etmeliyim ki bizim FETÖ ile beraber hareket eden hiçbir kişi ve kurumla beraber çalışmamız mümkün değildir. Bu Türkiye’nin kırmızı çizgisidir. Bu yapıya müsamaha göstermek bilgisizlikten kaynaklanıyorsa gaflet, bilinçli yapılıyorsa ihanettir. İnşallah daha güçlü ve kararlı şekilde, İslam’ın evrensel ilkelerini ve Müslüman imajını zedeleyen terör örgütlerine karşı beraber mücadele edeceğiz.”

“Her konuda işbirliği içinde ortak çalışmalar yapmaya devam edeceğiz”

Başkan Erbaş, başta Avrupa olmak üzere gittikçe yükselen İslam karşıtlığıyla ve İslam düşmanlığıyla daha etkin mücadele etmenin yollarını arayacaklarını dile getirerek,

“Eğitimden aileye kadar her konuda özveriyle, fedakârlıkla, işbirliği içinde ortak çalışmalar yapmaya devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle oldukça önemli bulduğum bu toplantının ülkelerimiz, âlem-i İslam ve bütün insanlık için hayırlı sonuçlara vesile olmasını niyaz ediyor, saygılar sunuyorum.” ifadelerini kullandı.