Paylaş Facebook Facebook Facebook Facebook Facebook
07.01.2019

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, DİTİB Köln Merkez Camii’nde hutbe irad etti

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Almanya’nın Köln kentinde bulunan DİTİB Köln Merkez Camii’nde hutbe irad etti ve ardından Cuma Namazı kıldırdı.

​​

Cumanız mübarek olsun Aziz kardeşlerim !

Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır.

Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.” Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Ey insanlar! Dikkat ediniz; Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Takva dışında Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a; beyazın siyaha, Siyahın beyaza bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır. ”

Kardeşlerim!

Allah Teâlâ, hepimizi bir erkek ve bir kadından, Hz. Âdem ve Hz. Havva’dan yarattı. Sonra tanışıp kaynaşmamız için bizleri farklı toplum ve milletlere ayırmıştır. Bize, kendisine hakkıyla kulluk etmeyi, huzur ve güven içinde bir arada yaşamayı emretmiştir. Tarihin belli dönemlerinde unutulmuş olsa bile insanın yaratılış gayesi işte budur. İnsanoğlu, ancak birlikte yaşama ahlakını canlı tutar, sevgi ve saygıyı, yardımlaşma ve dayanışmayı çevresine hâkim kılarsa, yaratılışındaki bu hikmete uygun davranmış olacaktır.

Kardeşlerim!

Hiç şüphesiz İslam, farklılıkların barış ve huzur içinde bir arada yaşamalarına dair hukukî ve ahlakî ilkeler getirmiş yegâne dindir. Birlikte yaşamanın en güzel örnekleri İslam medeniyetinde mevcuttur. Zira İslam medeniyeti, dünyanın her yerinde aynı evrensel değerleri savunan ve yaşatmaya çalışan bir barış medeniyetidir. Dini, dili, ırkı, rengi, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun bütün insanların güven içinde yaşamalarını hedefleyen bir medeniyetidir İslam.

Adaleti, merhameti, hak ve hakikati, hukuka saygıyı bütün dünyaya öğreten bir medeniyettir.

Bizler, hayatımızı devam ettirdiğimiz her coğrafyada ve her şartta Kur’an’ın hayat veren ilkelerine uymakla mükellefiz.

Kardeşlerim!

Son Peygamber Muhammed Mustafa (s.a.s)’in çağlar üstü örnekliğini esas almakla yükümlüyüz. Zira insanlığın ve İslam ümmetinin içinde bulunduğu güvensizlik girdabından kurtuluşu, Kur’an ve sünnetin rahmet ve hikmet yüklü mesajlarına uymakla mümkün olacaktır.

Dünyanın yeniden selam yurdu olması, İslam’ın medeniyetler kuran eşsiz ilkelerine sımsıkı sarılmaktan, farklılıkları çatışma ve yıkım sebebi değil, ilahi hikmetin gereği olarak görebilmekten geçmektedir.

Aziz Müminler!

Üzülerek belirtmek gerekir ki; bugün bazı toplumlarda Müslümanlara karşı nefret söylemleri, ayrımcılık gibi birlikte yaşamayı zedeleyen olumsuzluklar görülmektedir.

Maalesef kimi İslâm toplumlarında da mezhepçilik, ırkçılık, ideolojik ayrımcılık gibi sebeplerle iç çatışmalar yaşanmaktadır. Masum canlar hunharca katledilmekte, şehirlerin tarihi ve kültürel dokuları tahrip edilmektedir.

Oysaki hak ve özgürlükleri hiçe sayan bütün yaklaşım ve uygulamalar, faili kim ve amacı ne olursa olsun reddedilmelidir. Bilhassa inanç ve ibadet özgürlüğüne yönelik her türlü şiddetin engellenmesi için herkes, bütün Müslümanlar, bütün insanlar çaba göstermelidir.

Unutulmamalıdır ki, hiçbir yanlış, selamet ve esenlik dini olan İslam’la özdeşleştirilemez; yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’le ve Sevgili Peygamberimizin sünnetiyle asla bir arada zikredilemez.

Kardeşlerim!

Müslümanlar olarak bizler, Kur’an-ı Kerim’i ve Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.s)’in sünnetini hayatımıza tatbik etmeliyiz. Bir taraftan çağı doğru okumalı, çağın gerekliliklerini yerine getirmeli, diğer taraftan da sahih din bilgisiyle kendimizi donatmalıyız.

Barış ve huzuru, merhamet ve şefkati, adalet ve fazileti hayatımızın her alanına aktarmalıyız. Hutbemi Allah Resûlü (s.a.s)’in birlikte yaşama ahlakımızın temellerini oluşturan şu sözleriyle bitiriyorum:

“Mümin, insanlara canları ve malları hususunda emniyet telkin eden kişidir.”

“Müslüman, elinden ve dilinden insanların güvende olduğu kimsedir.”