!Aziz Müslümanlar
Bizleri yaratan, yaşatan, kardeş kılan ve bu şehirde buluşturan yüce Rabbimiz’e sonsuz hamd ü senalar olsun. Başta Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) olmak üzere, bizleri bir ve beraber olmaya çağıran Allah’ın bütün kutlu elçilerine ve ehlibeytine salat ve selam olsun.
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.”
Okuduğum hadis-i şerifte ise sevgili Peygamberimiz (s.a.s) buyurmaktadır ki: “Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin de insanların canları ve malları konusunda kendisine karşı emniyet hissettikleri kişidir.”
İman Bağıyla Gönülleri Birbirine Kenetlenmiş Aziz Kardeşlerim!
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz (s.a.s)’in bizlere takdim etmiş olduğu en önemli değerlerden biri hiç şüphesiz kardeşliktir. Bu kardeşlik, dilleri, renkleri, ırkları, coğrafyaları farklı olmakla beraber; inançları, sevinçleri, hüzünleri, idealleri ve umutları bir olanları birbirine sımsıkı kenetleyen iman kardeşliğidir. Bu kardeşlik, üstünlük yarışını, ötekileştirmeyi, ezmeyi, yok saymayı mubah gören bir kardeşlik değildir. Bu kardeşlik, “ben”i “biz”, “binler”i “bir” yapan, adalet, merhamet, muhabbet ve paylaşma gibi yüce değerlere dayanan bir kardeşliktir. Bu kardeşlik, asırlardır, mazlumlara, masumlara, mağdurlara umut olan bir kardeşliktir. Bu kardeşlik, Allah Resûlü Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.s)’in Veda Hutbesinde “Ayaklarımın altına alıyorum” dediği asabiyet, cehalet, fitne, fesat ve ayrılığı, tefrikayı yok eden bir kardeşliktir. Zira bu kardeşlikte birlik ve beraberliği, onur ve haysiyeti zedeleyen cehalet ve asabiyete asla yer yoktur. Bu kardeşlikte cana, mala, insan onuruna ve şerefine kastetmek katiyen yasaktır, yoktur.
Aziz Müminler!
Derdi derdimiz, sevinci sevincimiz olan Azerbaycan ile tarihin derinliklerine dayanan bir kardeşlik bağımız vardır bütün Müslümanlar olarak. Aynı inancın, tarihin, dilin, coğrafyanın, kültürün mensupları olarak bizler; tüm dünyaya ilim, hikmet, sevgi, muhabbet, taşıyan bir medeniyetin mensuplarıyız. Bizler, aynı Rabbe, aynı peygambere, aynı kitaba inanan, aynı kıbleye yönelen kardeşler topluluğuyuz. Aynı idealler uğrunda bir araya gelen, aynı kültürden beslenen tek millet iki devletiz. Dostluk ve kardeşliğimiz Allah’a hamdolsun, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışmayla her geçen gün daha da perçinlenmektedir. Ortak çalışmalarımız başta eğitim olmak üzere birçok alanda gelişerek ve güçlenerek devam edecektir İnşallah. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bu hususta bizlere şöyle tavsiyede bulunmaktadır: “Müminlerin birbirlerine olan bağlılığı, birbirine kenetlenerek inşa edilmiş bir binanın duvarları gibidir.”
Kardeşlerim!
Biz, kardeş ülke Azerbaycan ile bir binanın yapı taşları gibi sevinçte ve kederde, varlıkta ve yoklukta her zorlu süreçte kardeşler olarak birbirimize sımsıkı kenetlendik. Bu coğrafyanın bütün ülkeleri olarak kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi, gücümüzü fitne ve husumetle yok etmek isteyenlere asla fırsat vermedik.
Unutmayalım ki başta imanımız olmak üzere, dil, kültür, coğrafya ve tarih, bir milleti millet yapan, ayakta tutan ve geleceğe taşıyan asli değerlerdir. Tecrübeyle sabittir ki; inancını kaybedenler varlığını da kaybediyor. Dilini kaybedenler mefkûresini de kaybediyor; kültürünü kaybedenler kimliğini de kaybediyor; tarihini kaybedenler hafızasını da, coğrafyasını da kaybediyor.
Şu günlerde hepimize düşen, bir kez daha birbirimize sımsıkı kenetlenmektir. Dinimiz, güzel vatanımız, milletimiz ve kardeşliğimiz üzerinde oynanan oyunlara izin vermemektir. Nitekim Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Allah’a ve Resûl’üne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra içinize bir korku düşer de heybet ve kuvvetiniz elden gider. Sabırlı olun! Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”
Aziz kardeşlerim!
O halde, birliğimizin ve dirliğimizin kıymetini bilelim. Her türlü oyun, tuzak ve planları kardeşliğimizle bozalım. Cahiliye asabiyetinin ırkçılığının ürünü olan ve kardeşi kardeşe kırdırmak için körüklenen tefrika ateşini basiret, hikmet, bilgi ve irfanımızla hep birlikte söndürelim! Muhabbetin her türlü düşmanlığa galip geleceğini bilelim. Her daim olduğu gibi bugün de Hakkın, hukukun, adaletin, ahlak ve faziletin tarafında yer alalım.
Unutmayalım ki, İslam toplumları olarak bizler, kendi aramızda beraberlik ve dayanışmayı güçlendirdiğimizde, imkânlarımızı birleştirerek ortak çalışmalarımızı geliştirdiğimizde coğrafyamızdaki birçok sorun kolayca çözülebilecektir. Güçlü ve müreffeh bir İslam dünyası aynı zamanda bütün insanlığın huzur ve güvenini de temin edecektir.