Pakistan’da Minhac Üniversitesi akademisyenleri ile bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “İslam bizim için en büyük nimettir. Bu nimetin kıymetini bilmeliyiz ve hem kendi toplumlarımıza hem de bütün insanlığa İslam’ın adaletini, iyilik ve barış anlayışını götürmeliyiz.” dedi
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, akademisyenlere yaptığı konuşmada, üniversitelerin şehirler açısından önemine değinerek, “İlmin her dalında bilimin her alanında insanımızı geliştirmenin mümkün olduğu yerler üniversitelerdir. Bugün üniversitelerimizde yapmamız gereken en önemli şey, geçmişimizdeki ilmi birikimi bugüne taşıyıp, o ilmi birikimle yapacağımız yeni icatlarımızla, üreteceğimiz yeni bilgilerle geleceği aydınlatmaktır.” dedi.
Başkan Erbaş, İslam ülkeleri üniversiteleri arasında öğretim görevlisi ve öğrenci değişimi, teknik imkanlardan istifade etmek gibi alanlarda işbirliği yapmasının önemli olduğuna değindi.
İslam medeniyetinin muhabbet, sevgi ve kardeşlik medeniyeti olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Hazreti Ali Efendimizin bir sözünü paylaşmak isterim, o derki, “İnsanlar ya dinde kardeş ya da yaratılışta eştir.” Peygamber Efendimizin Arafat’ta Veda Hutbesi’nde ifade ettiği hadis-i şerifi de sizlerle paylaşmak istiyorum. “Ey insanlar hepiniz Ademdensiniz, Adem de toraktandır.” Dolayısıyla Hazreti Adem’de birleşme noktasında da biz hepimiz ademoğullarıyız.” diye konuştu.
Başkan Erbaş, İslam’ın, insanların yeryüzünde barış ve huzur içerisinde, adalet ölçülerine uygun bir şekilde yaşamaları için gönderilmiş sistemin adı olduğuna işaret ederek, “İslam yeryüzünde insanlar arasında dengeyi muhafaza etmek için gönderilmiş bir sistemdir. Peygamberler geçmişte nasıl o dengeyi muhafaza etmek için mücadele etmiş ise onların bıraktığı yerden bu mücadeleyi sürdürmek peygamber varisleri olarak bugün bizim, alimlerin, ilim adamlarının görevleridir.” ifadelerini kullandı.
“Bütün insanlığa İslam’ın adaletini, iyilik ve barış anlayışını götürmeliyiz”
Kur’an-ı Kerim’deki “Ey iman edenler hepiniz toptan silm’e giriniz” emrini hatırlatarak, “Bunun için İslam bizim için en büyük nimettir. Bu nimetin kıymetini bilmeliyiz ve hem kendi toplumlarımıza hem de bütün insanlığa İslam’ın adaletini, iyilik ve barış anlayışını götürmeliyiz. Bunun için doğru dini bilgi ile insanları beslemek, aşırılıklardan ve hurafelerden uzak, Kur’an ve sünnet çizgisinde bir İslam anlayışını insanların kalplerine, zihinlerine yerleştirmemiz lazım. Eğer aşırı bir takım anlayışlarla ve hurafelerle oluşmuş olan bir eğitim sistemi olursa o zaman insanlar yanlış birtakım anlayışlarla Müslüman olma yoluna giderler. Bu yanlış İslam anlayışı İslamofobiklerin ekmeğine yağ sürer adeta, onların İslamofobik anlayışlarına zemin hazırlar.” şeklinde konuştu.
"Müslümanları adeta korkulacak insanlarmış gibi göstermek, çok büyük bir haksızlıktır”
Başkan Erbaş, İslamofobi kavramının yanlış olduğuna vurgu yaparak, sözlerini şu değerlendirmeyle tamamladı:
“Her zaman, sevgiyi, muhabbeti, barışı tebliğ etmesine rağmen, barış dinin Kitabına, Peygamberinin hayatına bakmadan sadece onu yanlış uygulayan marjinal gruplara bakarak bütün Müslümanları adeta korkulacak insanlarmış gibi göstermek gerçekten çok büyük bir haksızlıktır ve yanlış bir anlayıştır. Eğer bu mantıkla isimlendirme yoluna gidersek ben de çok rahat bir şekilde cudaizmofobi kelimesini kullanabilirim. Çünkü Siyonist Yahudiler yıllardan beri Müslümanlara, özellikle Filistinli Müslümanlara zulmediyorlar. Oradaki insanlar yüzünden bütün Yahudileri içerisine alacak bir kavramı nasıl kullanabilirim. Hindistan’da Müslümanlara zulmeden Hindular yüzünden bütün Hinduları içine alacak şekilde Hindozimofobi nasıl diyemiyorsam, İslamofobi kelimesini de kullanmamak lazım. Myanmar’da Müslümanları adeta katleden Budistler yüzünden Budizmofobi demiyorsam onların da İslamofobi dememelerini istemem benim hakkımdır. Bütün inançlar içerisindeki grupların yaptığı o yanlış din anlayışlarını, o dinin mensuplarının tamamına yansıtmamak nasıl doğru kabul ediliyorsa biz de İslamofobi için aynı şeyi söyleyebiliriz. Ancak bizim de Müslümanlar olarak buna zemin hazırlamamamız gerekiyor.”
Jamia Eşrefiye İslam Üniversitesi ziyareti
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, ayrıca Jamia Eşrefiye İslam Üniversitesi Rektörü Mevlana Fazlurrahim Eşrefi ve ilim insanlarıyla bir araya geldi.
Burada yaptığı konuşmasında ise Başkan Erbaş, İslam’ın ilk ulaştığı beldelerde olduğunu belirterek “Kütüphanelerimiz de bulunan kitapların müelliflerinin yaşadığı, eğitim aldığı bölgelerdeyiz. Onların bizlere kadar intikal eden kitaplarından, eserlerinden istifade ederek ilmi çalışmalarımızı bugüne kadar getirdik. İnşallah hem Pakistan’da hem Türkiye’de hem de bütün İslam ülkelerinde ilmi gelişmelerin daha hızlı bir şekilde devam etmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Çünkü biz ümmet olarak kitaba kütüphaneye, ilme, irfana, bilgiye, hikmete önem verdiğimiz, değer verdiğimiz asırlarda hep yükselmişiz.” dedi.
Programlarda Başkan Erbaş’a, Pakistan Din İşleri ve İnançlar Arası Uyum Bakanı Dr. Pir Nurul Hak Kadri, Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Doç. Dr. Selim Argun, Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı, Dış İlişkiler Genel Müdürü Erdal Atalay, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Kadir Dinç, Dini Yayınlar Genel Müdürü Doç. Dr. Fatih Kurt ve Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Dr. Mustafa Bülent Dadaş da eşlik etti.