Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr.
Ali Erbaş, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, Sofya Yüksek İslam Enstitüsü
ve Şumnu Episkop Konstantin Preslavski Üniversitesi tarafından
Bulgaristan’ın Şumnu kentinde “Milletlerarası İlmi Toplantı: Asırlık
İlim ve İrfan Ocağı: ‘Nüvvâb’” başlığıyla düzenlenen ‘Medresetü’n
Nüvvâb’ın 100. Yıl Sempozyum Açılış Programı’na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajı
Şumnu Tiyatro Salonu’nda düzenlenen
sempozyumun açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gönderdiği
mesaj okundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında şunları kaydetti:
“Aziz kardeşlerim, kıymetli misafirler,
sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Nazik
davetiniz için teşekkür ediyor, asırlık ilim ve irfan ocağı Nüvvâb
Mektebi Sempozyumunun başarılı geçmesini, hayırlara vesile olmasını
diliyorum. Değerli fikirleriyle sempozyuma katkı veren, içeriğini
zenginleştiren tüm hocalarımıza şükranlarımı sunuyorum. Bulgaristan’daki
Türk ve Müslüman toplumun ihtiyaç duyduğu münevverlerin ve din
hizmetlerini yürütecek hocaların yetişmesi için 1922 yılında açılan
Nüvvab Mektebinin 100. kuruluş yılını idrak ediyoruz.
Bu ilim ve irfan ocağında müdürlük ve
muallimlik yapan, buradan yetişerek başta Bulgaristan olmak üzere
Balkanlarda ve ülkemizde topluma ilmi, hikmeti ve erdemi öğreten güzel
insanların hepsini hayırla anıyorum. Bu gönül ve ilim erbabından dar-ı
bekaya irtihal edenlere Rabbimden rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum.
Nüvvâb Mektebinin şahsımın eğitim
hayatında da özel bir yeri vardır. İstanbul İmam Hatip Okulunda Kur’an-ı
Kerim hocamız olan Hafız Müzekka Gürbüz Nüvvâb Mektebinde eğitim
aldıktan sonra Türkiye’ye göç edip imanlı, ahlaklı nesillerin
yetişmesine vesile olmuş hakiki bir gönül insanıdır. Açıldığı günden
beri nice değerli şahsiyetin yetiştiği Nüvvâb Mektebinin bugün imam
hatip lisesi olarak varlığını sürdürmesinden büyük memnuniyet duyuyorum.
Bu düşüncelerle sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenleri tekrar
tebrik ediyor, bütün katılımcılara selam ve muhabbetlerimi iletiyorum,
kalın sağlıcakla.”
“Müslümanlar 10 asır boyunca insanlığın ufkunu aydınlattı”
Sempozyumda konuşan Başkan Erbaş, İslam
medeniyetinin bir ilim medeniyeti olduğunu belirterek, Kur’an-ı
Kerim’de, akletme, tefekkür, tedebbür ve tezekkürü vurgulayan, tabiatı
araştırmaya, evreni tefekküre yönelten ve yaratılışa dikkati çeken pek
çok ayet-i kerime olduğunu söyledi.
Başkan Erbaş, Müslümanların 7. yüzyıldan
itibaren yaklaşık 10 asırlık zaman zarfında, bilimin bütün alanlarında
insanlığın ufkunu aydınlattığını ifade ederek, “Müslümanlar ilmin
bizatihi kendisini büyük bir değer ve imkan kabul ederek kısa süre
içerisinde din, matematik, tıp, felsefe, fizik, kimya, astronomi gibi
ilmin bütün dallarında büyük bir müktesebat oluşturmuşlar, binlerce eser
telif etmişler ve buluşlar gerçekleştirmişlerdir.” dedi.
Başkan Erbaş, İslam medeniyetinde çağını
iyi tanıyan, bugünü imar ve geleceği inşa edecek nesillere ve bu nesli
yetiştirecek, ufuk, müfredat ve müesseselere ihtiyaç olduğunu belirtti.
“İnsan kendini bilmezse Rabbini de bilmez”
İslam’da bilginin nihai amacının insanın
kendini ve Rabbini bilmesi olduğunu dile getiren Başkan Erbaş,
“Bilginin ahlakla irtibatı yok sayılamayacağı gibi sorumlulukla ilişkisi
de görmezden gelinemez. Ahlaksız bilgi zararlıdır. O yüzden Peygamber
Efendimizin (s.a.s.) en çok yaptığı dualardan birisi; ‘Allah’ım senden
faydalı ilim isteriz. Faydasız ilimden sana sığınırım ya Rabbi’ diye dua
etmiştir.” diye konuştu.
“Eleştirel düşünceden kaçan toplumlar kısır döngüye hapsolurlar”
Başkan Erbaş, günümüzün en büyük
sorunlarından birisi olarak nitelediği radikalizmin sorgulayan insanlara
tahammül edemediğini ifade ederek, “Eleştiren insana radikalizm
tahammül edemez. Çünkü o ne derse o olacaktır. Ona kimse itiraz
etmeyecektir. İslami ilimde böyle bir anlayış yok. Hep tartışma ortamı
oluşmuştur. Eleştirel düşünceden kaçan birey ve toplumlar kendilerini
tekrar etme sürecine girerek bir kısır döngüye hapsolurlar.” ifadelerini
kullandı.
İslam’ın, insanın dünya ve ahiret
huzurunu temin eden ilahi bir nizam olduğunu belirten Başkan Erbaş,
“Bütün insanlar için can, mal, akıl, nesil ve din özgürlüğünü temin eden
barış ve merhamet dinidir. Allah’ın son ve evrensel mesajı Kur’an-ı
Kerim, dünyada huzur ve barışın en büyük teminatı olarak adaleti, temel
hak ve hürriyetlerin dokunulmazlığını, çevre ve toplumla ilişkilerde
şefkat ve merhameti emretmektedir.” açıklamalarında bulundu.
Başkan Erbaş, Nüvvab medreseleri
geleneği, Sofya İslam Enstitüsünün varlığı, İmam hatip liseleri ve din
eğitimi veren müesseselerinin herkes için hayati bir öneme sahip
olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
“İslam düşüncesinin temel ilkeleri ve
dinamikleri ışığında çağın ihtiyaçlarına göre bilginin yeniden
üretilmesi, varlık tasavvurundan sanata, evren tasavvurundan ahlaka
kadar her alanda İslam’ın perspektifini en açık ve güçlü şekilde,
evrensel düzeyde ortaya koyacak çalışmalar yapılması bakımından
vazgeçilemez bir değere sahiptir. Dolayısıyla bu müesseseleri her
açıdan en güçlü ve donanımlı hale getirmenin gayreti içerisinde
olmalıyız.”
Konuşmaların ardından Diyanet İşleri
Başkanı Erbaş, Şumnu Tiyatro Salonu’nun fuaye alanında sergilenen “100.
Yıl Nüvvab’ adlı belgesel sergisini gezerek, sergi hakkında
yetkililerden bilgi aldı.